Otonom taşımacılık öncelikli olarak neden taş ocaklarında ve hafif madencilikte gerçekleştirilecek

100 yılı aşkın süredir dikkatli adımlarla sürekli olarak gelişen otomotiv dünyası şu anda iki taraflı bir devrimin pençesinde: bir tarafta elektrikli araçlar ile emisyonları azaltmak için baskı altında, diğer tarafta ise taşımacılığın "Kutsal Kasesine" yani bir operatöre ihtiyaca duymayan araca/makineye ulaşma çabası. Hibrit ve tamamen elektrikli sürüşe geçişte büyük adımlar atılmışken otonom taşımacılığı geliştirmek daha zor bir hal almıştır.
Volvo Autonomous Solutions Arazi Müdürü Perjohan Rosdahl, "Otomasyon genel otomotiv dünyasında zorluk çekmektedir çünkü her yerde çalışabilecek ve tüm değişkenlerle güvenli bir şekilde var olmak isteyen otonom araçlar üretmek istiyorlar", diyor. "Tüm bu sorunları aynı zamanda çözmek dünyanın en büyük otomotiv ve teknoloji şirketleri için bile son derece karmaşık bir zorluktur. Bizim yaklaşımımız sınırlı bir ortamda küçük başlayıp zaman içerisinde başarımıza başarı katmaktır. Taş ocakları başlamak için mükemmel bir yerdir. Burada genel olarak kısa döngüler boyunca net bir şekilde tanımlanmış yükleme ve boşaltma yerleri bulunmaktadır."

Basit başlayın. Ve oradan ilerleyin

Otonom makinelere geçiş basitçe operatörlü bir makineden operatörsüz bir makineye geçiş olmayacaktır. Otonom makineler bütün sürecin otomasyonunu talep eder ve işlemin bütününe bakmak için yeni bir yol gerektirir. Volvo Autonomous Solutions Volvo Grubunun tamamı için otonom taşıma çözümleri geliştirmek ve pazarlamak için 1 Ocak 2020 tarihinde kurulmuştur.

Volvo Autonomous Solutions, Volvo Grubu içerisinde uyarlanmış makineler sunarak müşterileri otonom makinelerin diğer zorlukları ile ilgili çözümler ile destekleyecektir. Bunlar destekleyici alt yapı, kontrol kuleleri, onarım ve bakım, sanal sürücüler ve gerekirse işlemlerin yürütülmesi olabilir. Volvo Autonomous Solutions'ta Arazi Çözümleri satış ve pazarlama müdürü Uwe Müller, "Burada otonom makineler geliştirmek kadar yeni bir düşünce tarzına kavuşmak da söz konusu," diyor. "Yalnıza tek bir makine satmaktan değil bir taşıma sürecini otomatikleştirmekten bahsediyoruz. Bu nedenle bu sürecin tamamını yönetmek için genel bir çözüm geliştirmemiz lazım."

Otonom olarak etkinleştirilmiş platformlar

Volvo Autonomous Solutions, özellikle arazi segmentindeki Volvo Construction Equipment olmak üzere Volvo Grubunun diğer iş alanları ile sıkı bir iş birliği yürütmektedir. Bu, örneğin özel olarak otonom olmak için tasarlanan Volvo'nun ödüllü TA-15 çekicisi gibi yeni makinelerin veya geleneksel operatör temelli ekipmanların aynı otonom sürüş platformlarını, kodlama dillerini vs. kullanmasını sağlar. Bu, aynı şekilde 'konuşmalarını' sağlar ve ayrıca kolayca yükselme imkanı sunar. Araçların tümü otonom olmayacaktır ancak 'otonom destekli' olacaktır. Bu, Volvo Autonomus Solutions'a standart ürünleri kendilerine ait otonom sürüş kitini kullanarak daha az operatör gerektiren makinelere dönüştürme imkanı verecektir.

Taş ocakları ve madenler

Müller, "Dünyadaki karmaşıklığı azaltmak için süreci mümkün olduğunca standart bir hale getirmeliyiz," diyor. "Bunu taş ocaklarında yapabiliriz çünkü sınırlı bir alanda bulunuyorlar, yüksek bir düzene sahipler ve otonom taşımacılığı diğer süreçlerden ayırmak daha kolay. Yükleme ve boşaltmanın dahil olduğu sürecin kendisi basit ve tekrarlamalıdır."
Rosdahl, "Daha basit kullanımlar ile küçük başlıyoruz ve başarımızın üstüne inşa ediyoruz," diyor. "Doğru müşteri ortakları ile bir sonraki adım yer altı madenciliği ve tünel uygulamaları olabilir - otonom makineler (özellikle elektrikliler) gündüz olduğu kadar gece de iyi çalışıyor ve insanları bu tehlikeli alanlardan mümkün olduğu kadar uzaklaştırmak iyi bir şey. Buradan itibaren hala sınırlı olan ancak uğraşmak için daha fazla alanı olan büyük toprak çıkarma projelerine odaklanabiliriz, öyle ki teknolojimiz zamanla daha entegre bir hale gelmektedir."
İyileştirilmiş süreç optimizasyonu, düşük enerji tüketimi ve iyileştirilmiş emniyet otonom makinelerin avantajlarından yalnızca üç tanesidir. Üstesinden gelinmesi gereken birçok R&D zorluğu var ve olacak da. Ancak ilerlemeyi teknik bir inovasyon oluşturmayacaktır - bu, mevzuatlarda değişiklikler ve sürecin tamamının nasıl daha verimli gerçekleştirilebileceğine dair yeni bir zihniyet gerektirmektedir. Hata yapmayan, otonom çözümler yolda ve bunlar güncel iş modellerini aksatacaktır.